Doğum Sonrası Depresyon

Doğum Sonrası Depresyon

Birçok kadın için doğumu takip eden dönem psikiyatrik bozukluklar açısından riskli bir dönemdir. Doğumu takip eden ilk 6 ay, kadın hayatındaki diğer dönemlere oranla psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığı oldukça yüksektir. Doğum sonrası ruhsal reaksiyonların ortaya çıkışında biyolojik, hormonal nedenler ve ailesel faktörler, psiko-sosyal çerçeve birlikte ele alınmalıdır.

Eşlerin birbirine destek olmaması depresyonu tetikler.

Anne sütünün eksikliği, bebek bakımı, ev işleri, eşin desteğinin eksikliği ve sosyoekonomik yetersizlikler depresyona neden olan faktörlerden sadece birkaçıdır. Doğum sonrası depresyon tedavi edilmediği takdirde bebeğin duygusal, psikolojik, zihinsel ve bedensel gelişimini etkiler.   Doğum sonrası depresyonun varlığının bilinmesi ve fark edilmesi tedavide en büyük en önemli aşamadır. Depresyonun teşhis edilememesi, anneden ziyade bebek üzerine odaklanılmasından kaynaklanır. Ayrıca regl dönemi öncesi gerginlik sendromu yaşayan annelerde doğum sonrası depresyon riski daha fazladır.  

Annenin doğuma psikolojik olarak hazırlanması doğum sonrasındaki süreci kolaylaştırır.

Annenin kendi annesiyle geçmişteki ilişkisi, uyumu, doyumu ve özdeşleşmesi, kendisiyle ilişkisi, kadınlık ve annelik rollerini içselleştirmesi, bebekle olan ilişki biçimi, eş ile olan ilişkisi, eşin yaklaşımı, annenin sosyo-kültürel durumu ve dünya ile ilgili bireysel bağlarının ne kadar iyi ve işlevsel olduğu ile ilişkilidir.  

Çalışan annelerde doğum sonrası depresyon riski azdır.

Klinik gözlemler, çalışan annelerde postpartum depresyonun daha az olduğunu göstermiştir.  

Anne, eşliğini, kadınlığını, bireyselliğini unutmamalı, eş de anneyi unutmamalıdır.

Psikolojik ve sosyal destek, yardım ve birçok olguda ilaç (antidepresan) tedavisi, psikoterapi ve gerekirse hastaneye yatırılarak tedavi etkin sonucu sağlar. Anneden beklentiler, annelik rolü, gebelik, doğum, çocuk yetiştirme ile ilgili aile içi, toplumsal bakış açıları gerçekçi, bilimsel olmalı ve insancıllaştırılmalıdır. Eğitim ve desteğin artmasıyla depresyon azalacaktır. Bu süreçte duygusal destek ve paylaşım en önemli unsurdur.