Halk Arasında Söylenen İlginç Doğum Sonrası Hurafeleri
Hemen hemen hepimiz kendimizi bildiğimizden bu yana halk arasında söylenen pek çok doğum sonrası hurafelerini duymuşuzdur. Bu hurafelerin bilimsel olarak kanıtlanmış herhangi bir yanı olmasa da pek çok kişi bu söylemlere inanır ve uygular.
Doğum Sonrası Hurafeleri
Birçok konuda çeşitli hurafeler olmakla birlikte bebek, doğum ve lohusalıkla ilgili de çok sayıda hurafeye rastlanmaktadır. Bahsedilen hurafelerin hiçbir bilimsel dayanağı olmamakla birlikte özellikle bebekle ilgili olan hurafelerin ve batıl inanışların uygulanması sonucu telafisi olmayan üzücü olaylar yaşanmaktadır. Yazımızda asırlar boyu dilden dile dolaşan ve günümüze kadar gelmiş, mantık sınırlarını zorlayan birbirinden ilginç doğum hurafelerini derledik. Unutmamanız gereken önemli konu; bu tür inanışların bilimde ve dinde hiç bir yerinin olmadığıdır.
"Kırk Basar"
Halk arasında yaygın olarak uygulanan doğum sonrası hurafelerinden birisi doğum yapan annenin ve bebeğinin 40 gün dışarı çıkmamasıdır. Bebeklerde kırk basması (40 karışması) olarak da tabir edilen bu durumda anne ve bebeğin bu süre içerisinde dışarı çıkması halinde hastalanacağına inanılır. Halk arasında kırk basan bebeğin sakat kalacağı inancı da yer alır. Kırk basmasını önlemek için, bebek doğduktan 20 gün sonra ”yarı kırk” adı altında banyo yaptırılır. Kırkıncı gününde yaptırılacak ikinci banyoya ise; 40 kaşık buğday, 40 kaşık su ile 40 tane taşı sayıp, banyo suyuna konularak banyo yapılır.
"Al Basar"
Halk arasında yaygın inanışa göre, yeni doğum yapan kadına kırmızı taç takılır.Bu davranış doğum sonrası hurafeleri arasında en fazla uygulanan batıl inançlardan birisidir. Bunun nedeni olarak da al basması olarak tabir edilen lohusanın korkulu rüya görmesini önlemektir. Lohusaları uykularında korkutan al karısı olarak da tabir edilen bir varlığın kırmızıyı sevmediğine inanılmasından dolayı lohusaya kırmızı şeyler hediye edilir. Bazılarına göre, kırmızı tacın 1 hafta çıkarılmaması önerilir. Al basması bilimsel olarak lohusa kadının ateşinin yükselerek halüsülasyon görmesi olarak açıklanır. Al basması denilen olayın tıptaki karşılığı lohusa humması adı verilen mikrobik bir durum olduğu ifade edilir. Son yıllarda antibiyotikler sayesinde bu tür vakalar hiç görülmemektedir.
" Ya Hırsız Ya Arsız Olur"
Doğum hurafelerinin bebekle ilgili olanlarından birisi de bebeğin kırkı çıkmadan tırnağının kesilmemesidir. Şayet bu süre içerisinde bebeğin tırnağı kesilirse, bebeğin ya arsız ya da hırsız olacağına inanılır.
"Göbeği Ya Okul Ya Cami Bahçesine Gömülmeli"
Çocuğun göbeği,cami duvarına veya avlusuna gömülürse dindar, medresenin bahçesine (okulun) ya da avlusuna gömülürse âlim, ahıra gömülürse malcı (hayvan alımı satımı yapan) olurmuş. Ayrıca suya atılırsa huyu temiz, evin içinde bir yere gömülürse gözü dışarıda olmazmış.
"Kırk Uçurması" 40 gün 3 kapı gezmek
Kırk gün dışarı çıkması istenmeyen anne ve bebeğin doğumdan sonraki 40. gün 3 kapı gezerek kırk uçurması istenir. Kırk uçurmak ve kırklamak olarak tabir edilen batıl inancın, eski bir şaman geleneği olduğu ve Göktürk uygarlığında uygulanan bazı kırk çıkartma törenlerinde güneş ve ayı sembolize eden semboller ve 40 taşın kullanıldığı ifade edilir. Doğumdan sonra uygulanan bu gelenek o günlerden bugüne taşınmış olup, bazı bölgelerimizde sanki dini bir gelenekmiş gibi kabul edilerek uygulanmaya devam etmektedir.
"Terli Saçı Yüze Sürmek"
Doğum hurafeleri arasında yer alan bir diğer inanışta, annenin yüzünde doğum lekeleri oluşsa eğer, doğum yaptıktan hemen sonra hatta doğumhanede terli saçını yüzünüze sürmesinin doğum lekelerinin silinmesine neden olacağıdır.
"İlk Sütü Toprağa Atma"
Bazı yörelerde geleneğe bağlı olarak annenin ilk sütünü yani adına ağız sütü de denilen kolostrumun bebeğe verilmeden toprağa atılması gerektiğidir. Bu hareketin bereketi artıracağına inanılır. Oysa ki ağız sütü, çok güçlü antioksidanlar içerir ve bebekler için inanılmaz koruyucu olduğu tıbben kanıtlanmıştır.
" Yüze Sarı Örtü Örtmek"
Bebekler doğduktan kısa bir süre sonra oluşan yenidoğan sarılığı fizyolojik sarılıktır; yani belli bir tehlike sınırını aşmaz ve bir iki haftada kendiliğinden geçer. Halk arasında inanışa göre, bebek doğduktan sonra yüzüne sarı tülbent örtmenin ve sarı giysiler giydirmenin bebeğin sarılık olmasını engelleyeceğine inanılır.
"Eşeğe Ters Bindirmek"
Yeni doğan bebek, bayram günü bir dişi eşeğe ters bindirilip köyün etrafında dolaştırılırsa ömrü mutlu geçermiş.
"Göbek Düşmez"
Yenidoğan bebeklerle ilgili inanılan doğum sonrası hurafelerinden biri de doğduğu yerde el işi yapılan bebeğin göbeğinin düşmeyeceği ya da geç düşeceğidir.
"Bebek Talihsiz Olur"
Bebekle ilgili inanılan batıl inançlardan bir diğeri ise bebeğin ayaklarının altının öpülmesiyle ilgilidir. Hurafeye göre, ayakları altından öpülen bebeğin talihsiz olacağına inanılır.
"Boyu Kısa Kalır"
Bebeğin boyunun ölçülmesi boyunun kısa kalacağı şeklinde yorumlanır. Hatta bebeğin boyunun metre ile ölçülmesinin bebeğin ömrünün kısa olacağına dalalet edeceği ifade edilir.
"Göbek Kordonu Kısa ya da Uzun Kesmek"
Bebekle ilgili söylenen hurafelerden birisi de bebeğin göbek kordonu ile ilgilidir. İnanışa göre, bebeğin göbek kordonu kısa kesilirse bebek uslu, uzun kesilir ise, güzel olurmuş.
Doğum Hurafeleri ve Batıl İnançların Bilimde ve Dinde Yeri Yok
Bilim insanları, doğum sonrası hurafelerinin anne adaylarını olumsuz etkilememesi için bu batıl inançların ne bilimde ne de dinde yerinin olmadığını belirtiyor.
İçeriği
- Beğendim
- Beğenmedim
Hafta hafta bedeninde ve bebeğindeki gelişmeleri ücretsiz takip et. Seni en iyi ifade eden seçeneğe tıklayarak, değişimleri haber almaya başla!
Gebe.com hesabım var