Doğum Şekilleri ile İlgili Tüm Merak Ettikleriniz!
Tüm anne adaylarının 9 ay boyunca akıllarında olan soru, doğum şekillerinin nasıl olacağıdır. Önemli olan doktorlarıyla konuşarak kendi kararlarını vermeleridir.
Normal Doğum
Uzmanlar, normal doğurmak isteyen bir anne adayına zorla sezaryen yapmanın veya tam tersi sezaryen olmak isteyen bir anne adayının normal doğuma zorlanmasının doğru olmadığını belirtiyor. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta; eğer gerçekten tıbbi olarak sezaryen olmak gerekiyorsa veya normal doğumu zorlayacak veya engelleyecek bir sorun varsa anne adayına bu durum için detaylı bilgi verilmelidir.
Doğum şeklini belirlerken bebeğin kilosu, anne karnında yerleşim şekli, plasentanın yeri, annenin kemik yapısının uygunluğu çok önem kazanmaktadır.
Ne kadar değerlendirme yapılırsa yapılsın doğum dinamik bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Yani doğum eylemi başlamadan kişinin doğumunun kolay mı yoksa zor mu olacağını öngörmek çok kolay değildir. Bu sebeple herhangi bir engel durum yoksa normal doğum eyleminin başlamasını mutlaka beklemek gereklidir. Süreç başladıktan sonra yani anne adayının ağrıları başladıktan, suyu geldikten veya kanaması olduktan sonra doğum eylemi başlamış demektir. Bu eylem başladıktan sonra belirli aralıklarla yapılan muayenelerde rahim ağzının durumu ve bebeğin başının ilerlemesi birlikte değerlendirilerek doğumun nasıl olacağı anlaşılabilir.
Normal doğum yapmak isteyen gebelere bu şans mutlaka tanınmalıdır.
Bir diğer önemli nokta ise normal doğum eylemi süresince sabırlı ve soğukkanlı olunmalıdır, bu hem doktor için hem de aile yakınları için önemlidir. Çünkü normal doğum süreci uzundur, yani ağrılar başladıktan sonra hemen birkaç saat içinde doğum genellikle olmamaktadır. Oysa aile bireylerinin beklentisi hemen ve mümkün olduğunca az ağrılı olması yönündedir. Böyle bir beklenti oluşunca normal doğumu yönlendirmek zor olmaktadır. Mutlak sabır önemlidir. Doğumun doğal akışını izlemek gerekir. Zaten bu akış içinde herhangi bir aksilik olursa doktor bilgi verecektir. Aksi takdirde biraz çaba ile normal doğumun keyfine varılacaktır ve bebek ile en doğal karşılaşma gerçekleşecektir.
*Normal doğum hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
Doğum aşamasında doktor tabi ki tıbbi bilgisini kullanacaktır ama asıl görev anne adayına düşmektedir.
Anne adayı eğer doğru zamanda doğru tavrı sergilerse doktorun yardımıyla doğum gerçekleşir. Normal doğum sayesinde annenin günlük hayatına dönmesi daha kolay olur. Sezaryen gibi bir ameliyat olmadığı için doğum sonrası iyileşme süreci daha hızlıdır. Emzirme dönemi daha hızlı başlar. Ameliyatın getirdiği cerrahi riskleri alınmamış olur.
Sezaryen Doğum
Günümüzde daha önceki zamanlara oranla sezaryen ile doğum yapma sayısında oldukça artış olmuştur. Teknolojik imkânların sağlamış olduğu olanaklar ile sezaryene gerek duyulmayan durumlarda bile sezaryen ile doğum çok fazla tercih edilmektedir. Gebelik genelde 40 haftada tamamlanmaktadır. Ancak sezaryen ile doğum 38. hafta tamamlandıktan sonra yapılabilir. Sezaryen doğumunun erken yapılmasının nedeni 38 haftalık bebeklerin akciğerlerinin tamamen gelişmiş olmasıdır. Bebeklerin ciğerleri tamamen geliştiği için bir problem oluşma ihtimali çok az olur. Bu nedenle 38 hafta itibari ile sezaryen ile doğum gerçekleştirilebilir.
*Sezaryen öncesi hazırlıklar için buraya tıklayabilirsiniz.
Eğer bebek anne karnında yan duruyor ve anne adayının doğum yolu tamamen kapalı ise normal yollar ile doğum yapmak imkânsız bir hal alır.
Şayet bebek çok iri ise yine sezaryen tercih edilmesi gereken doğum yapma yollarındandır. Doğum yolu başlangıcında bir darlık söz konusu ise ve doğum yolunun önü kapalı ise bebek kesinlikle normal yol ile dünyaya gelemez. Bu nedenle sezaryen yapılması en uygun olan yöntemdir.
Gebelik boyunca anne adaylarını huzursuz eden en önemli konu normal doğum yapıp yapamayacağını düşünmesidir.
Normal doğum yapma olasılığı % 80 olurken geri kalan % 20’lik oranlarda normal doğum şansı oldukça düşüktür. Ancak sezaryen doğum günümüzde çok yaygınlaşan bir uygulama olarak kullanılmaktadır. Daha önceki dönemlerde ilk olarak anne sağlığı ön planda tutulurken şu an anne ve bebek sağlığı birlikte ön planda tutulmaktadır.
Epidural Anestezi
Epidural anestezi; epidural aralığa (omuriliği saran dura tabakasının etrafına) anestezik maddelerin verilmesi ile uygulanır. Bu da hem duyu, hem de hareket (motor) sinirlerin işlevlerini geçici olarak bozar. Epidural anestezi ile ağrı azalır ve vücudun alt kısmının hareket etmesi engellenir. Epidural anestezi gerek normal doğumda gerekse sezaryen ile doğumda annenin doğum deneyimini keyifli ve konforlu bir şekilde yaşamasını sağlar. Bu şekilde doğum anne ve bebek için güvenli bir hale gelir.
Epidural anestezinin annede tansiyon düşüklüğü, idrar yapmada güçlük, kaşıntı, bulantı, kusma ve ateş yükselmesi gibi yan etkileri vardır.
Normal doğumda doğumun süresini uzatır ve ıkınma hissi ortadan kalktığı için vakum ve forseps gibi uygulamalara gereksinimi arttırır. Ağrının ortadan kalkması gerek normal doğumda veya sezaryende anneyi rahatlatmakla birlikte epidural anestezi uygulamasının bebek ve anne için seyrek de görülse riskleri vardır.
*Epidural anestezi hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
Suda Doğum
Suda doğum ılık su içeren bir küvette doğum eyleminin gerçekleşmesidir.
Bazı kadınlar sancıları suda çekip doğumda dışarıda olmayı tercih ederken kimileri doğum eyleminde de suda kalırlar. Gebe doğum sancıları başladığında 35-37 derecede suyla dolu bir havuza alınır. Doğum eylemi süresince suni sancı, epidural anestezi gibi ek girişimler yapılmaz. Doğum gerçekleştikten sonra anne kanama kontrolü için sudan çıkartılarak normal doğum masasına alınır. Bebekler anne karnında 9 ay boyunca amniyotik sıvının içinde olduklarından benzer bir ortama doğmanın onlar için daha rahat olacağı ve anne için de daha az stresli olacağı düşüncesi suda doğum teorisinin temelini oluşturur.
*Suda doğum hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
Suda doğumun, doğum stresini azaltarak bebek için olası komplikasyonları azaltacağı düşünülmektedir.
Ancak suda doğumun normal doğuma kıyasla daha üstün olduğunu gösteren herhangi bir çalışma yoktur. Suda doğum her zaman bu konuda donanım ve tecrübesi olan sağlık profesyonellerinin gözetiminde gerçekleştirilmelidir.