Gebelik Zehirlenmesi Nedir, Nasıl Başa Çıkılır?
Preeklampsinin Belirtileri ve Çözüm Yolları Nelerdir?
Preeklampsi halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinen ciddi bir hastalıktır. Bu zehirlenme normal gıda zehirlenmesi gibi bir durum değildir. Tam olarak nedeni bilinmese de rahimdeki arterlerin fazla daralması nedeniyle plasentanın bebeği besleyememesi sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor ve yüksek tansiyon ile seyrediyor. Gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan preeklampsi, genelde idrarda aşırı miktarda protein atılımı, yüzde, el ve ayakta şişme, tansiyonun 140/90 mmHg üzerinde olması gibi belirtileri vardır. Preeklampsi tedavi edilmezse ciddi olarak anne ve bebek ölümlerine neden olabilmektedir. Gebelik zehirlenmesi, hamileliklerin yaklaşık %6’sında görülür ve tüm organları, bebeğin gelişimini olumsuz olarak etkiler. Bu nedenle belirtiler başladığında bir an önce doktora başvurulması ve tedaviye başlanması gerekir. Peki, Preeklampsinin Belirtileri ve Çözüm Yolları nelerdir?
Preeaklampsinin Sık Görüldüğü Durumlar
- 18 yaş altı ve 30 yaş üstündeki gebeler,
- İlk gebelik deneyimi yaşayanlar,
- Daha önce çok sayıda doğum yapmış gebeler,
- Çoğul gebelik hikayesi olan gebeler,
- Önceki gebeliğinde yüksek tansiyonu olan anneler,
- Gizli şeker veya gebelik şekeri olan gebeler,
- Kronik böbrek hastalığı olan gebeler,
- Otoimmün hastalığı olan gebeler,
- Amniyos sıvısının artması (Polihidramniyos) sorunu olanlar,
- Kalp yetmezliğine bağlı olarak bebeğin tüm vücut boşluklarında sıvı birikmesi ve bebeğin şişmesi olarak bilinen hidrops fetalis gibi sorunu olanlar,
- Obez gebeler
Preeklampsinin Belirtileri Nelerdir?
Preeklampsi bazı gebelerde herhangi bir belirti olmadan ortaya çıkabilir. Rutin kontrollerde yapılan testlerle preeklampsi olduğu anlaşılabilir. Ancak genel olarak preeklampsinin belirtileri şu şekildedir.
- Bağ ağrısı
- Nefes darlığı
- Vücut, yüz, el ve ayaklarda şişlik, ödem oluşması
- Halsizlik
- Bilinç bulanıklığı
- Bulanık görme
- Karın ve mide ağrısı
- Ani kilo artışı
- Parmakta takılı olan yüzüğün dar gelmesi
- Unutkanlık
- Bebek hareketlerinin azalması
- Ani görme bozukluğu
- Bulantı, kusma
- Karaciğer bölgesinde ağrı
- Az idrara çıkma
Gebeliğin Kaçıncı Haftasında Ortaya Çıkar
Gebeliğin pek çok döneminde karşılaşılan belirtiler arasında yer alan belirtiler, bazen anne adaylarını preeklampsi olup olmadıkları konusunda ikilime düşürür. Bu nedenle teşhis edilmesi çoğu zaman daha geç olabilmektedir. Gebelik döneminde şişkinlik ve ödemin olması normaldir ancak ödem hızla artıyor ve özellikle yüz ve ayak bölgesinde görülüyorsa o zaman preeklampsi şüphesi daha da artmaktadır. Gebeliğin 20. Haftasından sonra görülen preeklapsi, genelde idrarda aşırı miktarda protein atılımı, yüzde, el ve ayakta şişme ile tansiyonun yüksek seyretmesi olarak görülür.
Gebelikte Ödem ve Şişlikle Baş Etmenin Yolları
PREEKLAMPSİNİN TEHLİKELERİ NELERDİR?
Preeklampsi gebelerde kapiller olarak adlandırılan damar bölgelerinde ortaya çıkan ciddi bir hastalıktır. Kapillerler, toplardamarlarla atardamarların arasında yer alır. Aynı zamanda organları için yaşamsal maddeyi götüren ve artık maddelerin de toplandığı en uçtaki ince damarlardır. Bu ince damarlar vücudun her yerinde bulunurlar. Bu yüzden preeklampsi vücuttaki tüm organları etkiler.
PREEKLAMPSİ BELİRTİLERİ
Preeklampsi belirtileri, yapılan tahlillerde idrardaki protein kaybının artması, günlük idrar yapının azalması, tansiyonun 160/100 mmHg olması, şiddetli mide ağrısı, görmede bozukluk ve kanda trombosit miktarının azalması gibi bulgular ağır preeklampsinin olduğuna işaret eder. Eğer bu bulgulara sara nöbetleri de eklenmişse bu duruma eklampsi adı verilir ve beyin ödeminin gelişmesi nedeniyle nöbetler başlamıştır. Preeklampsi nedeniyle anne adayında kalp yetmezliği, beyin kanaması, akciğer ödemi, böbrek yetmezliği ve pıhtılaşma bozukluğu ortaya çıkar. Bebeğin gelişimi gerilemeye başlar bu da erken doğuma veya bebeğin ölümüne neden olur.
PREEKLAMPSİNİN TEDAVİ YÖNTEMİ
Eğer anne adayı preeklampsiyi hafif geçiriyorsa o zaman anne ve bebeği doktoru tarafından yakın takibe alınır. Düzenli olarak takip edilen kan değerlerinin yanı sıra tansiyonu düşürmeye yönelik tedaviye de başlanır. Yapılan kontrollerde bebeğin dış ortamda yaşayabilmesi mümkünse ve preeklampsi belirtileri daha da ağırlaşmaya başlamışsa o zaman doğum gerçekleştirilir. Bebeğin doğumunun gerçekleştirilmesi tedavinin tek yoludur.
Preeklamsinin Gelişmemesi İçin Magnezyum Tedavisi Uygulanır
Anne adayında eklampsi ve ağır preeklampsinin gelişmemesi için gebeye magnezyum tedavisi uygulanır. Doğumdan sonra da yoğun bakım ünitesine alınan annenin takibi devam eder. Hafif preeklampsinin tedavisi mümkündür ancak ağır preeklampsi ve eklampsi annenin ve bebeğin ölümüne neden olan ciddi bir hastalıktır. Preeklampsinin tekrarlamaması için öncellikler anne adayının kilo vermesi gerekmektedir. Yüksek risk grubunda bulunan anne adaylarının beslenmesinde kalsiyum eksikliği olan hamilelere ilaveten kalsiyum vermenin faydalı olabileceği belirtiliyor. Magnezyum takviyesi yapmak azımsanmayacak faydalar sağlıyadığı, hipertansiyonu ve ödemi azaltmakta ise, az tuzlu, bol proteinli diyetin işe yaradığı ifade ediliyor.
ÇOĞUL GEBELİKLER ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜDÜR
Preeklampsinin tekrarlamasında çoğul gebeliklerin (ikiz, üçüz... gebelikler) önemli bir risk faktörüdür. Dengeli ve düzenli beslenmek, stresten uzak durmak, normal sınırlarda kilo almak ve düzenli uyumak preeklampsinin tekrarlanmamasında önemli rol oynar. Bir önceki gebeliğinde preeklampsi hikayesi olan gebelerin kan tahlillerinin ve tansiyonun düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir.
Preeklampsi Nedir?