Normal Doğumda Karşılaşılabilen 7 Komplikasyon

Gebeliğini öğrenen neredeyse her kadın, daha en baştan doğum yönteminin ne olacağını düşünmeye başlıyor; normal mi yoksa sezaryen mi? Bu sorunun cevabı, aslında gebeliğin son haftalarında yapılan muayeneler ile öngörülebiliyor. Ancak ister normal doğum olsun, ister sezaryen doğum olsun son dakika karşılaşılan beklenmedik durumlar doğum yöntemini her an değiştirebiliyor. Bu nedenle hangi doğum yöntemi öngörülürse görülsün, o doğum şekline kesin gözüyle bakmamak gerekiyor.

Sezaryen doğum, annenin alt karın bölgesinden açılan bir kesi sayesinde bebeğin dünyaya getirilmesini sağlayan cerrahi bir operasyondur. Genel veya spinal anestezi ile gerçekleştirilebilir. Normal doğum ise bebeğin vajinal yoldan dünyaya gelmesidir. Eğer anne adayında veya bebekte herhangi bir sağlık sorunu yoksa ve mevcut durum normal doğuma elveriyorsa, en sağlıklı seçenek elbette vajinal doğumdur. Ancak vajinal doğumun da kendine özgü bir takım komplikasyonları bulunmaktadır. Bu komplikasyonların nadir görüldüğü ve bir çoğunun zamanında müdahale edildiğinde kontrol altına alınabildiği unutulmamalıdır. Peki, normal doğumun komplikasyonları nelerdir?

Normal Doğum Komplikasyonları Nelerdir?

1. Uterus Rüptürü

Neredeyse 1500 doğumda bir görülen uterus rüptürü, kısaca rahmin yırtılmasıdır. En sık karşılaşılan sebepleri arasında geçirilmiş rahim operasyonları, rahme yönelik direkt travmalar, doğum sırasında rahme dışarıdan çok fazla baskı uygulanması, bebeğin başı ve pelvis arasındaki uyumsuzluğa rağmen suni sancı verilmesi,  sancıların yeterli olmasına rağmen açılmanın gerçekleşmemesi veya kişinin normal doğuma elverişli olmamasına rağmen normal doğumda ısrar etmesi gibi etkenler bulunmaktadır.

2. Omuz Takılması

Ortalama 300 doğumda bir görülen omuz takılması, bebeğin omzunun doğum sırasında kemik yapılara takılarak sıkışmasıdır. Bebeğin tek omzu takılabileceği gibi iki omzu da takılabilir. Annede diyabet olması, bebeğin iri olması, doğum sırasında forseps veya vakum gibi cihazların kullanılması veya doğumun uzaması gibi durumlarda omuz takılması riski artmaktadır. Bu durumda bebeğin köprücük veya kol kemiğinde kırılma, sinir sisteminde zedelenme ve buna bağlı fonksiyon kayıpları gelişebilmektedir. Ciddi bir komplikasyon olan omuz distosisinde, doğum sırasında yapılan bazı manevralar ile omuz kemiklerden kurtarılmaya çalışılır.

3. Plasentanın Ayrılmaması

Normal şartlarda bebeğin doğumu gerçekleştikten en fazla yarım saat sonra plasenta da ayrılır. Eğer plasenta ayrılmazsa veya bir kısmı içeride kalırsa, anneye anestezi verilerek kalan kısmı el ile çıkarılır. Halas yöntemi de denilen bu uygulama sonrası içeride hiçbir parçanın kalmadığından emin olmak gerekir.

4. Akut Fetal Distres

Doğumun herhangi bir evresinde bebeğin sıkıntıya girmesi ve kalp atışlarının azalmaya başlamasıdır. Kordon sarkması, baş pelvis uyumsuzlukları, bebeğin başının normal pozisyonda olmaması, plasentanın erken ayrılması, yetersiz doğum müdahalesi, gereksiz verilen suni sancı, bebeğe giden kan akımında yavaşlama veya plasenta previa gibi durumlar bebeğin kalp atışının yavaşlamasına sebep olabilir. Kalp atışının çok düştüğü durumlarda acil sezaryene geçilebilir.

5. Atoni Kanaması

Doğumdan sonra rahim kendisini toparlamak için kasılmaya devam eder. Bu süreçte damarlar sıkışır ve damar ağızları da kapanır. Ancak doğumdan sonra rahim yeteri kadar kasılmazsa atoni kanaması olarak bilinen anormal kan kaybı görülebilir. Bu durum annenin hayatını tehdit edebilen önemli bir komplikasyondur. Hastanın hayatını kurtarmak için bazen rahim dahi alınabilir.

6. Kordon Sarkması

Bebeğin zarları açıldıktan sonra göbek kordonunun sarkmasını ifade eder. Genellikle makat gelişlerde, erken doğumlarda veya çoğul gebeliklerde ilk bebek doğduktan sonra görülür. Acil sezaryen gerektiren önemli bir komplikasyondur. Kordon dolanması ise her zaman sezaryen doğum gerektirmemektedir. NST incelemesinde bebeğin kalp atışlarında ciddi bir düşme görülür ve bebeğin sıkıntıya girdiği tespit edilirse sezaryene geçilebilir.

7. İç veya Dış Genital Bölgede Hematom

Doğumda iç genital organlar etrafında kanama olabilir. Kanamanın dışarıdan gözle görülmediği durumlar tehlikeli olabilmektedir. Kanama devam ederse kontrol altına alınması için çeşitli girişimler yapılabilir. Ancak dış genital bölgede hematom (kan toplanması) görülmesi daha sık gerçekleşir.