İlk Güven: Bebek ve Annenin Ten Teması Neden Önemlidir?
Doğum ve doğuma kadar olan süreç bebekler için de fiziksel bir deneyimden çok daha fazlası, aynı zamanda duygusal bir deneyim. Bilim insanları ve psikologlar, üçüncü üç aylık dönemin sonunda bir fetüsün tüm insan duygularına sahip olduğunu belirlediler. Başka bir deyişle bebekler de tıpkı yetişkinler gibi acı, zevk, neşe, mutluluk, korku, öfke, hayal kırıklığı gibi duyguları hissedebilirler. Bebek bu deneyimleri bilinçli olarak hatırlamasa da, bunlar beyinde depolanır ve onu yeni dünyası hakkında bilgilendirir. Hissetmek de insanların 5 temel duyusundan biri. Bu nedenle de doğduğumuz andan itibaren aslında tensel temas son derece önemli. Özellikle yeni doğan bebekler, sevgiyi bu şekilde anlamlandırabiliyor ve hissedebiliyor.
Peki daha geniş bir açıdan bakacak olursak; bebek ve annenin ten teması neden önemlidir?
Doğum süreci bebekler için de hem fiziksel hem de duygusal bir deneyim
Bir bebek için rahimden dünyaya geçişin ne kadar büyük bir olay olduğunu tam olarak anlamak, fetüsün rahmi nasıl deneyimlediğini anlamaya yardımcı olur. Rahim içi; sıcak ve karanlık bir yerdir. Plasenta sürekli beslendiği için bebek asla açlık yaşamaz. Bebek, ılık amniyotik sıvıda yüzerken asla üşümez ve rahim duvarları sürekli onu destekler. Kısacası rahimdeki yaşam stressiz ve ağrısızdır. Öte yandan sürekli olarak sıcak bir dokunuş hissedilir.
Doğum sırasında bebek strese girer
Bebeklerin de doğumdan önce tıpkı yetişkinler gibi pek çok duyguyu hissedebildiklerinden bahsetmiştik. Doğum sırasında uterus kasılmaları, fetüsü pelvise doğru kıvrılıp dönerken rahim ağzına doğru iter. Bu sırada ise bebek tüm baskıyı hisseder ve bu stres yaşamasına neden olur. Araştırmacılar, doğumdan hemen sonra bebeklerin stres hormonlarını ölçtü ve stres seviyelerinin yüksek olduğunu keşfetti.
Doğumun ardından bebek yepyeni bir dünyayla tanışır
Doğumun ardından bebek, rahimde deneyimlenenden tamamen farklı bir dünyayla tanışır. Bu yeni dünya tüm duyularına; parlak ışık, yüksek sıra dışı sesler, sayısız koku gibi unsurlarla adeta saldırır. Ayrıca onu çevreleyen amniyotik sıvı olmadığı için tamamen farklı hisseder. Tüm bu yeni hisler, yeni doğan bebek için oldukça zorlayıcıdır. İşte bu nedenle bebeğin anneyle ten teması büyük önem taşır.
Ten teması bebeğin adaptasyon sürecini kolaylaştırır ve ona kendini güvende hissettirir
Ten teması, doğumdan hemen sonra bebeği annenin karnına veya göğsüne yerleştirerek vücudunun ön kısmının annesinin tenine değmesi anlamına gelir. Kulağı annenin göğüs duvarına dayandığında bebek, kalp atışının tanıdık sesini duyabilir, gebeliğin 20. haftasından beri dinlediği anne sesini de net bir şekilde duyabilir ve bu bebeği rahatlatır. Ancak daha da önemlisi yeni doğan bebekler sevgiyi bu şekilde anlamlandırabilir ve hissedebilir. Bebeğin dokunma hissi, geldiği bu yeni dünyayı anlamasının en keskin ve doğru yoludur. Bebek ve annenin ten teması bebekte güven duygusunun oluşmasını sağlar. Bebek kendisini hem fiziksel hem de duygusal olarak güvende hisseder. Araştırmalar, doğumun ardından ten temasında bebeğin kalp atış hızının, şeker seviyelerinin ve sıcaklığının dengelendiğini gösteriyor.
Anneyle kurulan bağlantı bebeğin zihinsel sağlığı için son derece önemlidir
Tüm canlılar sevgiye ihtiyaç duyar. Doğdumuz andan itibaren sevildiğimizi hissetmek ve birine bağlanmak isteriz. Her canlının ihtiyaç duyduğu bir duygu olan bağlanma; ten veya beden teması, koklama, görme, tatma, duyma gibi duyusal algılar, sevgi veya korku gibi duygularla, düşüncelerle ve anılarla şekillenir. Bu nedenle doğumdan sonra ten teması bebek ile anne arasındaki bağın güçlenmesini sağlar. Bu bağlantı gerçekleşmediğinde ten açlığı yaşanabilir. Bu da zihin sağlığını kötü etkileyebilir.
Bu içerik Listelist.com tarafından hazırlanmıştır.